12 Aralık 2013 Perşembe

Lipton Ice Tea - Never Lose Your Cool


Lıipton Ice Tea - Hugh Jackman Tokio Dancing Hotel


Hugh Jackman'ı başrolde oynatan Ice Tea Tokio Dancing Hotel reklamı, izlerken keyif veren, izleyeni bir sonraki aşamayla ilgili meraklandıran, arşivlerde yer alması gereken bir reklam örneği. Altın Küre, Emmy, Akademi Ödülleri gibi birçok ödüle layık görülen, süper kahraman rollerinin ve romantik senaryoların bir numaralı isimlerinden Hugh Jackman'ı bu reklamda, önceki rollerinden farklı olarak çılgın hareketler yapan, çatlak bir adam rolünde görmek seyirciyi şaşırtıyor, şaşırma duygusu doğal olarak dikkati de beraberinde getiriyor. Bu arada Lipton Ice Tea reklamının, Hugh Jackman'ın da TV'de rol aldığı ilk reklam olduğunu belirtmek isterim.

Kuramsal olarak ele aldığımızda, Petty ve Cacioppo'nun 1980'lerde ileri sürdüğü Elaboration Likelihood Model (Derinlemesine Düşünme Olasılığı Modeli) kullanımı açısından değerlendirebiliriz. Senaryo yazarları ELM modeliyle reklamın birebir örtüştüğünün farkında bile olmayabilirler ama benim değerlendirmem şu yönde: ELM'nin bize söylediği; insanları ikna etmenin 2 yolu vardır. Ya çevresel yoldan gider, lafı döndürür, dolaştırır, evirir, çevirir, doğru düzgün bir tema üzerinden ilerlemeden, derinlemesine bir mesaj vermeden reklamı oluşturursunuz. Ya da net bir mesajınız vardır ve siz ister bir hikaye anlatımı içinde, ister istatistik bilgisi vererek söylemek istediklerinizi herkesin anlayabileceği açıklıkta iletirsiniz.

Ice Tea'nin İngiltere'de yayınlanan Tokio Dancing Hotel reklamı, bu 2 ikna yönteminden yukarıda ilk sırada belirttiğim çevresel yola giriyor. Ice Tea reklamında hangi ihtiyacı karşılamayı vaat ediyor? Buz gibi ferahlık mesajını mı vermek istiyor? Hayır. Ice Tea için, susuzluğunuzu dindirin mi diyor? Hayır. Ice Tea alanlar unutamayacakları bir lezzetle buluşurlar mı diyor? Hayır. Peki, ne diyor? Aslında hiçbir şey. Bir vaat sunmuyor, bir mesaj paylaşmıyor. Reklam bitince Ice Tea çok .... içecekmiş, cümlesini tamamlayamıyorsunuz. Ama reklam muhtemelen size de bana olduğu kadar keyif verdi, mesaj vermeyi zaten amaçlamıyordu ama eğlenceli bir imaj çizmek istiyordu ve bu amacına da ulaştı bana kalırsa.

Mercedes Benz - Sorry



Mercedes Benz'in 2010'da yayınladığı bu reklam, markanın resmi Youtube sayfasında yaklaşık 600.000 kez izlenmiş.

Mercedes'in güvenilirliği ve frenlerinin ultra sağlam oluşu üzerine kurulu reklam, "insan canı bizim için değerlidir" mesajını veriyor.

Belli bir kuramsal zemine oturtmamız gerekirse, Petty ve Caccioppo'nun 1980'lerde ileri sürdüğü "Elaboration Likelihood Model (Derinlemesine Düşünme Olasılığı Modeli" bu reklamın kurgusuyla birebir örtüşüyor. Değerli iki araştırmacının geliştirdiği bu kurama göre insanları ikna etmek için pazarlama dünyasında iki temel yol vardır. Bunlardan birisi çevresel yoldur (peripheral rout), diğeri de merkezi yoldur (central rout). Bu reklamın kurgusuna baktığımızda, merkezi yolun hakim olduğunu görüyoruz. Çünkü reklamda söylenmek istenenler belirli bir hikayeli anlatım içinde fakat lafı evirip çevirmeden, gayet direkt olarak anlatılıyor. İzlenen merkezi yol kurgusu sayesinde reklamı izleyen herkesin çıkaracağı tek bir sonuç bulunuyor, o da "kontrollü olmak istiyorsan, güvenliğe ve güvenilirliğe önem veriyorsan, araba senin için sağlamlık demekse Mercedes Benz doğru adres".


1 Aralık 2013 Pazar

En Ses Getirenler

NIKE - Walt Stack (1988)

 

Nike'ın "Just do it" sloganının kullanıldığı ilk reklam filmi Temmuz 1988’de yayınlanır. Nike markası için yepyeni bir açılım sağlayan 30 saniyelik bu reklam filmi, her sabah 27 km koşan 80 yaşındaki Walt Stack’in hikayesini onun ağzından anlatır.  Filmin sonunda “packshot” öncesi siyaha dönüşen ekranda “Just do it” sloganı belirir.

11 Kasım 2013 Pazartesi

Honda - HANDS



Honda'nın "Eller" şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz "Hands" filmi, Honda mühendislerinin "merak" duygusuna atıfta bulunuyor ve Honda'nın 65 yıldır, bu merak duygusu sayesinde en başarılı yeniliklerini ortaya çıkardığını gösteriyor.  

10 Kasım 2013 Pazar


NIVEA - SENSITIVE
Alman Beiersdorf şirketinin bünyesinde bulunan Nivea, 100 yılı geride bırakmış köklü bir marka. 
Şimdi izleyeceğiniz ve belki zaten bildiğiniz bu TV reklamı, 2012 yılında İngiltere'de yayınlandı. Videonun ekli olduğu Youtube sayfasını görüntülemek için burayı tıklayın. Bu sayfada olumlu yorum bulmakta zorlandım, pek çoğu videoyu sinir bozucu bulduğunu yazmış. Ama nörolojik testlere tabi tutulsalar belki de ürünü alanlar arasında ilk sırada yer aldıkları bulgusu çıkar. En azından klasik cilt bakım reklamlarından bir nebze farklı olduğunu söylemek mümkün. Siz ne dersiniz?

9 Kasım 2013 Cumartesi

                          Cadbury - GORILLA


İlk kez 2007 yılında İngiliz TV'lerinde yayınlanan reklam, Kanada, Avustralya, Güney Afrika ve Yeni Zellanda gibi pek çok farklı ülkede de yayına girdi. 

1980'lerin efsanevi müzisyeni Phil Collins'in In The Air Tonight şarkısının akışında gelişen reklamda bir gorillanın mimiklerindeki 
değişimleri görüyoruz öncelikli olarak. Gözlerini kapatıp müziği dinlemesi, burun deliklerini koku alır
gibi şişirmesi, sanki bir şeye hazırlanır gibi yoğunlaşması hep bir anlam taşıyor. "İnsan" yerine gorilla kullanımıyla 
sıra dışı bir seçim yaptığını söyleyebileceğim marka "dikkat çekme" amacına ulaşmış. Ürün deneyimine 
hiç yer vermeyen markanın bir cesaret örneği gösterdiğini söylemek mümkün. Ancak sonuçlara 
baktığımızda bu reklam kurgusunun ne kadar başarıya ulaştığını görüyoruz. 

Phil Collins - In The Air Tonight şarkısını dinlemek için: